top of page

Bank

 Tromso havaalanındayken oturduğum bu bank, o zamanın önceki senesinde yine bu bankta geçirdiğim bir geceyi hatırlatmıştı.

O gecenin sabahı Tromso'dan kalkan uçakla Riga'dan aktarmalı olarak Helsinki'ye gidecektim. Uçak çok erken saatte kalkacağı için, şehri gezdiğim günün akşamı bir otelde kalmak yerine geceyi havaalanında geçirmeye karar vermiştim.

Havaalanına girdiğimde gördüm ki bankların neredeyse hepsi doluydu, hatta yerlerde yatanlar da vardı. Geceyi geçirme planı yapan tek benim olmadığımı anladım. İyice uykum gelince üzerine uzanmayı düşünerek boş gördüğüm bir banka oturdum. Boş bir bank bulabildiğime sevinirken bir süre sonra bir kız, bulunduğum bankın önüne bavulunu ve çantasını bıraktıktan sonra benden eşyalarına bakmamı rica edip havaalanının dışına sigara içmeye gitti.

Sigarasını bitirince geri gelip teşekkür etti ve benim uzanmayı planladığım bankta yanıma oturdu, o gece başka uçuş olmadığı için o da benim ve diğer banklardaki, yerlerdeki bir çok kişi gibi sabahı bekleyecekti ve ben oraya uzanamayıp daha rahatsız bir şekilde uyumak zorunda kalacaktım.

Bir süre sonra sohbet etmeye başladık. İsmi Kamilė'ydi, sarışın, mavi gözlü klasik bir Litvanyalı. O da benim o zamanlar olduğum gibi 20'li yaşların başında ve maceraperest, tek başına yolculuk yapan biriydi. Tromso'ya Svalbard Adası'ndan gelmişti ve ülkesine geri dönecekti. Aynı uçakla Riga'ya gidecektik...

Svalbard Adası'na gitmiş olması ilginç geldi. Orayı anlatmasını istemem üzerine anlatmaya başladı. Anlatırken çektiği fotoğrafları gösterdi ve sonraki sene Svalbard Adası'na gidecek olmama sebep oldu... Sohbet ilginç bir şekilde Svalbard Adası'ndan bir anda hayaletlere geldi. Dünya'nın kuzeyinde çokça hayalet olduğunu söyledi, anneannesinin onları hissedebildiğinden falan bahsetti. Ben de o hayalet sandıklarının 3 harfli başka canlılar olabileceğini anlattım : )

Saatlerce bir çok konu hakkında sohbet ettik, 

Sohbet ederken gece geç olmuştu ve uykuya direnmeye çalışmak yerine birkaç saatliğine de olsa uyumaya karar verdik ama bank ikimize yetecek kadar büyük değildi, bu yüzden bankın ortasına kafalarımızı koyup ayaklarımız bankın sağ ve sol taraflarından dışarıda kalacak şekilde zıt taraflara doğru uzanarak uyuduk.

Sabah olunca check-in'e geç kalacağımı söyleyerek uyandırdı, kendisinin check-in'ini yapmış olduğunu fark ettim. Merak ettiğimden, daha önce niye uyandırmadığını sordum ve gülümseyerek "Çok güzel uyuyordun, uyandırmak istemedim" diye cevap verince bir an kendimi Türk filmlerinden bir sahnede gibi hissettim.

Ardından kalkıp ben de check-in'imi yaptım ve içeriye girip uçağa binene kadar sohbet etmeye devam ettik. Ayrılma vakti gelmişti, yolculuklarda tanışıp çok samimi olduğum Dünya'nın bir çok yerinden bir çok arkadaşımla yaptığımız gibi facebook üzerinden birbirimizi ekledik ve sonra uçağa bindik.

Riga'da o Litvanya'ya gidecek otobüsünü beklerken son kez tesadüfen gördüm, uzaktan vedalaştık. O da yolculuklarda tanıştığım diğerleri gibi bir daha asla göremeyeceğim arkadaşlarımdan biriydi artık.

Ardından Helsinki'ye gidecek uçağımın kalkma vakti yaklaşana kadar Riga'yı gezmek üzere şehre doğru yola koyuldum.

  1 sene sonrasında tekrar Tromso havaalanındayken oturduğum o bank sadece bir bank olsa da sanki tanıdığım birini görmüş gibiydim ve hatıra kalması için fotoğrafını çekmek istedim.

bottom of page